Mittwoch, 2. April 2008

susmuyoruz - wir schweigen nicht

Tuzla’da işçiler ölürken… gemiler birer kara tabut olurken... acı bir kez daha belleğimizde yer açıyor kendine: Şadi Üstünbaş, Hasan, Yılmaz Aslan, Subutay Soysal, Cabbar Ongun, Güney Akarsu, Cengiz Tatlı, Eser Acar, Bekir Özmen, Hasan Macar, Fatih Kılıç, Sabri Yanardağ, Onur Bayoğlu, Metin Turan, Cevat Toy, Osman Göç, Mikail Kavak, Mikail Kavak, Hasan Köse, Yüksel Özdemir, Ali İhsan Çam… Tuzla’da işçiler ölüyorlar... tersaneler... mezar... Çalışmak özgürleştirmiyor, öldürüyor! Ve tersaneler içine diri diri girilen mezarlar oldukça, Türkiye’deki gemi sektörü ‘dünya dördüncüsü’ oluveriyor...

Während in Tuzla die Arbeiter sterben... die Schiffe eins nach dem anderen zu schwarzen Särgen werden... erfüllt wieder der Schmerz unsere Gedanken: Şadi Üstünbaş, Hasan, Yılmaz Aslan, Subutay Soysal, Cabbar Ongun, Güney Akarsu, Cengiz Tatlı, Eser Acar, Bekir Özmen, Hasan Macar, Fatih Kılıç, Sabri Yanardağ, Onur Bayoğlu, Metin Turan, Cevat Toy, Osman Göç, Mikail Kavak, Mikail Kavak, Hasan Köse, Yüksel Özdemir, Ali İhsan Çam... In Tuzla sterben die Arbeiter... Fabriken... Gräber... Arbeiten macht nicht frei, Arbeiten tötet! Und je mehr Gräber angelegt werden für diejenigen, die voller Leben in die Fabriken eintraten, desto mehr ist die Schiffsindustrie der Türkei die viertgrößte der Welt...

http://tersaneiscileriyleyanyanayiz.blogspot.com/ 1,2

Keine Kommentare: